Parris: Türkiye'yi hiç bu kadar iyi görmemiştim
Güncelleme Tarihi:
Washington Institute adlı düşünce kuruluşunda düzenlenen bir panelde konuşan Parris, Türkiye'nin AB ile müzakerelere başladığı 3 Ekim tarihine denk gelen dönemde 2 haftayı Türkiye'de geçirdiğini ve gelişmeleri yakından izleme fırsatı bulduğunu anlattı.
Parris, Türkiye'ye ilişkin konularda 7 yıldır çalıştığını belirtirken, “ Parris, 2001 krizinden sonra ülkenin ekonomik olarak toparlandığını, özelleştirme sürecinin yolunda gittiğini, Türk halkının, ülkenin gittiği yönden memnun olduğunu söyledi.
“Bu gelişmelerin kredisini de hükümet topluyor” diye konuşan Parris, AB süreci konusunda “iyimser” bir hava olduğunu ancak halkın, sürecin kolay olmayacağını da iyi anladığını ve bu yüzden 3 Ekim'de müzakerelerin başlamasını kutlamak için sokaklara dökülmediğini söyledi.
TÜRKİYE-ABD İLİŞKİLERİ
Türk-Amerikan ilişkilerindeki son durumu da değerlendiren Parris, 1 Mart tezkeresiyle ilişkilerde ortaya çıkan gerginlik döneminin artık kapandığını kaydetti.
ABD'nin, Türkiye'nin AB sürecine desteğinin önemini vurgulayan Parris, iki ülke ilişkileri açısından “zorlayıcı” konunun, gelecek dönemde Irak olacağını bildirdi.
Parris, ABD'nin terör örgütü PKK'nın Kuzey Irak'taki varlığına karşı harekete geçmesinin, ilişkiler için daha sağlam bir zemin oluşturacağını kaydetti.
Panelde konuşan Washington Institute'un Türkiye programı uzmanı Soner Çağaptay da Türkiye'de özellikle 1990'lı yıllara kıyasla ”kuvvetli bir istikrar hissi” bulunduğunu söyledi.
Çağaptay, 2006 yılı için Türkiye'yi bekleyen dış politikadaki zorlayıcı konuları incelerken, Türkiye-AB ilişkilerinde iniş ve çıkışlar olmasının öngörülebileceğini kaydetti.
PKK
Çağaptay, Türkiye'nin yüzünü Batı'ya dönük tutması için AB ile ilişkilerinde iniş-çıkışlar yaşarken gelecek yıl ABD ile ilişkilerini korumasının önemli olduğunu söyledi.
Türkiye'nin aynı anda hem Avrupa hem de ABD ile kötü veya zayıf ilişki içinde olmadığını belirten Çağaptay, Türkiye'nin Batı karşıtı bir pozisyon almasının, Batının da çıkarına olmayacağını kaydetti.
ABD ile ilişkiler bakımından Türkiye'de kalpleri kazanmanın yolunun PKK terörüyle mücadeleden geçtiğini belirten Çağaptay, mutlaka askeri müdahalenin gerekmediğini savunarak tutuklama, finansal ve lojistik desteğin PKK'ya ulaşmasının engellenmesi gibi önlemlerin önemini dile getirdi.
Çağaptay, PKK saldırılarında artış olması ve bu saldırıların Türkiye'nin batısına da yayılması durumunda ABD karşıtı tutumun kuvvetlenebileceği ve halkın sokaklara dökülebileceği uyarısında bulundu.